Projemizin Amacı ve Hedefleri
Okuryazarlık seviyesini arttırma, okuma kültürü oluşturma, Okuryazar kavramını doğru kavratmak ve örnek okuryazar modelini ortaya koymak projenin ana amacıdır. Bu ana amaca ulaşmak için 9 etkinlik planlanmıştır. Etkinliklerin amacı, ulaşılmak istenen hedef ve çözülmek istenen problemden tek tek bahsedeceğiz. Motto olarak: “Okuryazarlık becerileri kazan!” sloganını belirledik.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “Okuyan Aile” etkinliğinde;
Problem : Okumak için Anne baba çaba harcamıyor.
Hedef : Kitapları aile bireyleriyle okumak ve geri dönütünü somut olarak istemek.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAPTAN BİR SAYFA OKUMA” etkinliği;
Problem : Okuma bir düşünce sürecidir, onunla bilgiler elde edilir, kültür sahibi olunur. Sesli ve sessiz okumanın, bireyin yaşamındaki yeri inkâr edilemeyecek kadar önemlidir. Bundan dolayı ilk öğretmen, ilk andan itibaren, bireylere zarar veren içten okuma alışkanlığından öğrencilerini uzak tutmalıdır. İlk temel sağlam verildikten sonra, bireyin kendi kendine okuyup, öğrenmesi; önce sesli sonra sessiz okuma alışkanlığını yaşamının bütün evrelerinde kullanacaktır. Ne yazık ki; ses çıkarmadan, ses organlarının çeşitli hareketlerinden meydana gelen ve bireyin yaşamında hiç yeri olmaması gereken, içten okuma denen bu kötü alışkanlık, bireyi ezbere yöneltir. Sevilip, sindirilen bilgi kalıcı, ezberlenen bilgi ise bir müddet (üç hafta) sonra gidicidir. İçten okuma çok yavaş bir okuma alışkanlığı olduğu için, zihni meşgul etmemektedir.
Hedef :Sesli okumada başlıca amaç, yazının doğru ve konuşma dilinin özelliklerini yansıtacak biçimde seslendirilmesidir. Sesli okuma öğrencilerin okumayı öğrenmesine, (baştan itibaren öğretmenin okuma biçimini taklit ederek) okuma düzeylerinin öğretmen tarafından tanınmasına, dinleme alışkanlığı kazanılmasına yardım eder. Bu nedenle sesli okuma öğretimde duyusal ve görsel olduğu için, önemli bir yer tutar. Sesli okuma çocukların düşünce, duygu ve görüşlerine uygun düzeyde olmalıdır. Konuşur gibi okumanın bütün inceliklerini içermelidir. Çünkü sesli okuma “öğretimi” amaçlar.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTABIN YAZILDIĞI DÖNEME BİR BAKIŞ” etkinliği ve Etkinlik: Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAP YAZARINDAN BİR SÖYLEŞİ” etkinliği;
Problem : Türkiye’deki eğitimin en önemli sorunlardan birisi öğrencilere bilişsel alanın üst basamaklarındaki davranışları kazandıramamaktır. Eğitimdeki bu olumsuz tablonun çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerin başında, öğrencilerin eleştirel okuma becerisine sahip olmamaları gelir. Okuma sırasında edilgin olma, yazıda anlatılanları tartışmasız kabul etme, okurken geçmiş deneyimlerden yeterince yararlanamama gibi okumayla ilgili davranışlar öğrenmenin niteliğini de olumsuz yönde etkilemektedir. Okumadaki yetersizliğin yansımalarını çeşitli biçimlerde görmekteyiz. Örneğin, “Sınavdaki sıfırcı öğrencilerin sayısı üçte bir oranında artarak 65 bini aştı.” (Hürriyet, 2005: 1), “1 milyon 776 bin kişinin başvurduğu ÖSS'de sonuçlar açıklandı. 47 bin aday bu yıl ÖSS'de sıfır (0) çekti.” (Milliyet, 2007) gibi her yıl OKS ve ÖSS’den sonra rastlamaya alışık olduğumuz haberler, öğrencilerin bilgi ve yetişme eksikliklerinin yanısıra, okuduklarını anlama, onlar üzerinde düşünme ve eleştirebilme bakımından önemli eksikleri bulunduğunu düşünmemize neden olmaktadır.
Hedef :Okunulan metnin üzerinde düşünme, doğruları ve yanlışları hakkında kafa yorma ve konuyu yorumlamayı içeren eleştirel okuma, bireye geçmişte kazandıkları bilgileri okuma süreci ile bütünleştirme fırsatı vermektedir. Böylece o yüzeysel öğrenme yerine derinlemesine bilgi edinmekte, anlatılanlara düşüncesini de katarak yeni anlamlar yaratmaktadır.
Bireyin okuma biçimiyle bilişsel öğrenme düzeyi arasındaki ilişkiyi şu şekildedir. Eleştirel olmayan bir okuyucu bilişsel öğrenme bakımından kavrama düzeyini aşamazken, eleştirel okuyucunun analiz, sentez ve değerlendirme düzeylerindeki davranışları kazanması söz konusu olabilmektedir. Çünkü eleştirel okuyucu kendisine iletilenleri olduğu gibi kabul etmek yerine, bunları zihninde oluşturduğu sorular yardımıyla değerlendirir. Eleştirel okuma becerisi kazanmış bireyler yaşantılar arasındaki bağı kurmakta zorlanmaz. Kendilerine sunulan metni okurken yalnızca yazarın vermek istedikleriyle yetinmez, bunları geçmişte edinilmiş deneyimlerden de yararlanarak değerlendirir ve kendine göre bir anlam yaratır. Dolayısıyla okuyucunun bu özelliği kazanmasıyla birlikte, okuma yalnızca bilgiyi alıp kaydetmek için değil değil, aynı zamanda onu yapılandırmada da bir araç olarak kullanılmış olur. Okuma becerisinin gelişmesinde merak önemli bir etkendir. Bu nedenle çocuğun okumayı öğrenmesinden başlayarak merak duygusunun uyanık olmasını sağlayacak ortamlar yaratmak gerekir.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTABI NE KADAR ANLADIK? ” etkinliği ve Etkinlik: Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAP TANITIM” etkinliği;
Problem : Bilgi okuryazarlığı eksikliği
Hedef : Bilgi okuryazarlığı “bir konu veya sorunu ele almak amacıyla bilgiyi belirleme, bulma, değerlendirme, düzenleme ve etkin bir biçimde yaratma, kullanma ve iletme yeteneği” olarak tanımlanabilir. Bilgi okuryazarı bir insan (a) bilgiye ihtiyaç duyduğunu farkeder ve (b) bilgileri tanımlama, bulma, değerlendirme, düzenleme ve sorunların çözümü için etkin bir biçimde kullanma yeteneğine sahiptir. İletişim, eleştirel düşünce ve sorun çözme yetenekleri de bilgi okuryazarlığı açısından büyük önem taşır.
Bilgi okuryazarlığı, temel insan hakkı olarak giderek önem kazandığı düşünülen “ömür boyu eğitim” sürecinin önemli bir parçası olarak, bu sürecin temelini oluşturuyor: “Ömür boyu eğitim, değişen bir dünyada tutunabilmek için hayati önem taşımaktadır. L>C formülüne göre, L eğitilme/öğrenme oranını ve C değişim oranınını temsil ederken, eğitilmeyen/öğrenmeyen bireyler dışlanacak, avantajlarını kaybedecek ve sistemden soğumuş olacaklardır.”
Okuryazarlığa 4. Boyut: “Okuma, yazma ve matematik halen okuryazarlığın gerektirdiği temel yeteneklerdir, ancak bilgi-iletişim teknolojileri ve İnternet yoluyla edinilen bilgilerin avantajlarından yararlanabilmek için günümüzde ek yeteneklere de ihtiyaç duyulmaktadır.”Belki de dünya artık 4. yetenek için hazırdır: Okuma, yazma, matematik ve araştırma!
UNESCO bilgi okuryazarlığının öneminden kapasite geliştirme anlamında söz ediyor: “Gelişen bilgi toplumunu anlamak, ondan azami derecede yararlanmak ve aktif bir biçimde katılmak için gerekli yetenekleri edinme fırsatı herkese verilmelidir”.
Bilgi okuryazarlığının önemini vurgulamak için, 26 Aralık 2004 günü Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerini perişan eden tsunami’de ortaya çıkan trajik olaylara göz atmamız yeterlidir. Can kaybı onbinlere ulaşmasına rağmen, bir çocuğun bilgi okuryazarlığı sayesinde binlerce hayat da kurtarılmış oldu: “Tayland’ın Puket kentine tatil amaçlı gelen on yaşında bir kız çocuğu tsunami olduğunda 100 kişinin canını kurtardı. …. İngiltere’nin Oxshott kentinden Tilly Smith, Tayland’a gelmeden iki hafta önce coğrafya dersinde yaptığı tsunami araştırması sayesinde, tsunaminin gelmekte olduğuna dair erken ikaz işaretlerini görmüş ve harekete geçmiş. Öğrenmiş olduğu bilgileri kullanma ve uygulama yeteneği sonucunda plaj boşaltılmış ve can kaybı önlenmiş oldu.” Tilly Smith’in Aralık 2004’te kanıtladığı gibi – gerek doğal afetler, gerekse insan eliyle çevreye verilen zarar, veya AIDS, SARS ya da Kuş Gribi gibi sağlık sorunlarından kaynaklanan konularda, bilgi okuryazarlığı aynı zamanda gelecekte hayatta kalabilmemiz için de bir ön şart olabilir.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAPTAN BİR SAHNE” etkinliği ve Etkinlik: Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan -“Okuryazar Projesi Sunuş” etkinliği;
Problem: Etkileşime girmeme, yaşantı geçirmeme problemi.
Hedef : Rol yapma öğrencileri güdüler, kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlar. Ayrıca yaratıcı drama çocuklara etkileşime girme, yaşantı geçirme, gerçeği ortaya çıkarıncaya kadar yaratma olanağı tanır.
Dramatizasyon türlerinden hangisi olursa olsun temel amaç eğlendirerek öğretmektir. Bu etkinliklerin öğretici, yaratıcı ve eğlendirici önemli rolü vardır. Rol oynama, çocuğun kişiliğini anlatması ve bulması bakımından eğitsel bir değer taşır.
Faydaları:
■ Öğrencilerin anlama yeteneğini ve yaratıcılığını artırır.
■ Kısmen tartışılmış konuların yeni bir yaklaşımla incelenmesine olanak verdiğinden öğrenme hızlanır, akıcı konuşmayı geliştirir.
■ Öğrencilerin kendisine olan güvenini artırır.
■ Öğrenciler duygularını ve tutumlarını açıklama olanağına sahip olurlar.
■ İlgi uyandırır, güdüleyicidir, unutmayı azaltır.
■ Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.
■ Öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirir.
■ Çocukların sıkılganlığını gidererek, arkadaşları ve topluluk karşısında serbest konuşma ve hareket etme alışkanlığı ve cesareti kazandırır.
■ Sanat duygularını, sözle anlatım becerilerin geliştirir.
■ Çocukları yaratıcılığa, eserler yazmaya ve yazılmış eserleri temsil etmeye hazırlar.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAPTAN BİR RESİM” etkinliği
Problem: Estetik değerlerden uzaklaşmak ve kompozisyon oluşturamama problemi. Günümüzde görüntü kültürü ve görüntü yoluyla “bilgilendirme” yazının ve okumanın yerine geçiyor. Görsel araçlar her şeyi gözler önüne serdiği için beynin yazılanı ya da söyleneni canlandırmak, soyutu algılamak gibi bir çabaya girmesini gereksizleştiriyor. Beyin tembelleşiyor, beyin hücrelerindeki bu tembelleşme “beyin ölümüne” (beynin düşünme, analiz-sentez yapma işlevini yitirmesi) dek varıyor. Okumayan toplumlar, yalnızca yaşadıklarını öğrenebilirler. Deprem olmadan onu olmuş varsayamazlar, beyinlerinde canlandıramazlar; bu nedenle de önlem alamazlar. Okumayan toplumların olay olmadan onu beyinde canlandıramamalarıdır. Çünkü beyinde canlandırma bir soyutlamadır. Soyut düşünememe problemi.
Hedef : Resim sanatı ve resim zümresi ile işbirliği yapmak, Kompozisyon gerçek ya da gerçekdışı olay ve olguları anlatmaya, bir öyküyü betimlemeye, soyut görsel imgeler yaratmaya olanak sağlamak. Soyutu algılamak.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “Okuyan Aile” etkinliğinde;
Problem : Okumak için Anne baba çaba harcamıyor.
Hedef : Kitapları aile bireyleriyle okumak ve geri dönütünü somut olarak istemek.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAPTAN BİR SAYFA OKUMA” etkinliği;
Problem : Okuma bir düşünce sürecidir, onunla bilgiler elde edilir, kültür sahibi olunur. Sesli ve sessiz okumanın, bireyin yaşamındaki yeri inkâr edilemeyecek kadar önemlidir. Bundan dolayı ilk öğretmen, ilk andan itibaren, bireylere zarar veren içten okuma alışkanlığından öğrencilerini uzak tutmalıdır. İlk temel sağlam verildikten sonra, bireyin kendi kendine okuyup, öğrenmesi; önce sesli sonra sessiz okuma alışkanlığını yaşamının bütün evrelerinde kullanacaktır. Ne yazık ki; ses çıkarmadan, ses organlarının çeşitli hareketlerinden meydana gelen ve bireyin yaşamında hiç yeri olmaması gereken, içten okuma denen bu kötü alışkanlık, bireyi ezbere yöneltir. Sevilip, sindirilen bilgi kalıcı, ezberlenen bilgi ise bir müddet (üç hafta) sonra gidicidir. İçten okuma çok yavaş bir okuma alışkanlığı olduğu için, zihni meşgul etmemektedir.
Hedef :Sesli okumada başlıca amaç, yazının doğru ve konuşma dilinin özelliklerini yansıtacak biçimde seslendirilmesidir. Sesli okuma öğrencilerin okumayı öğrenmesine, (baştan itibaren öğretmenin okuma biçimini taklit ederek) okuma düzeylerinin öğretmen tarafından tanınmasına, dinleme alışkanlığı kazanılmasına yardım eder. Bu nedenle sesli okuma öğretimde duyusal ve görsel olduğu için, önemli bir yer tutar. Sesli okuma çocukların düşünce, duygu ve görüşlerine uygun düzeyde olmalıdır. Konuşur gibi okumanın bütün inceliklerini içermelidir. Çünkü sesli okuma “öğretimi” amaçlar.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTABIN YAZILDIĞI DÖNEME BİR BAKIŞ” etkinliği ve Etkinlik: Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAP YAZARINDAN BİR SÖYLEŞİ” etkinliği;
Problem : Türkiye’deki eğitimin en önemli sorunlardan birisi öğrencilere bilişsel alanın üst basamaklarındaki davranışları kazandıramamaktır. Eğitimdeki bu olumsuz tablonun çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerin başında, öğrencilerin eleştirel okuma becerisine sahip olmamaları gelir. Okuma sırasında edilgin olma, yazıda anlatılanları tartışmasız kabul etme, okurken geçmiş deneyimlerden yeterince yararlanamama gibi okumayla ilgili davranışlar öğrenmenin niteliğini de olumsuz yönde etkilemektedir. Okumadaki yetersizliğin yansımalarını çeşitli biçimlerde görmekteyiz. Örneğin, “Sınavdaki sıfırcı öğrencilerin sayısı üçte bir oranında artarak 65 bini aştı.” (Hürriyet, 2005: 1), “1 milyon 776 bin kişinin başvurduğu ÖSS'de sonuçlar açıklandı. 47 bin aday bu yıl ÖSS'de sıfır (0) çekti.” (Milliyet, 2007) gibi her yıl OKS ve ÖSS’den sonra rastlamaya alışık olduğumuz haberler, öğrencilerin bilgi ve yetişme eksikliklerinin yanısıra, okuduklarını anlama, onlar üzerinde düşünme ve eleştirebilme bakımından önemli eksikleri bulunduğunu düşünmemize neden olmaktadır.
Hedef :Okunulan metnin üzerinde düşünme, doğruları ve yanlışları hakkında kafa yorma ve konuyu yorumlamayı içeren eleştirel okuma, bireye geçmişte kazandıkları bilgileri okuma süreci ile bütünleştirme fırsatı vermektedir. Böylece o yüzeysel öğrenme yerine derinlemesine bilgi edinmekte, anlatılanlara düşüncesini de katarak yeni anlamlar yaratmaktadır.
Bireyin okuma biçimiyle bilişsel öğrenme düzeyi arasındaki ilişkiyi şu şekildedir. Eleştirel olmayan bir okuyucu bilişsel öğrenme bakımından kavrama düzeyini aşamazken, eleştirel okuyucunun analiz, sentez ve değerlendirme düzeylerindeki davranışları kazanması söz konusu olabilmektedir. Çünkü eleştirel okuyucu kendisine iletilenleri olduğu gibi kabul etmek yerine, bunları zihninde oluşturduğu sorular yardımıyla değerlendirir. Eleştirel okuma becerisi kazanmış bireyler yaşantılar arasındaki bağı kurmakta zorlanmaz. Kendilerine sunulan metni okurken yalnızca yazarın vermek istedikleriyle yetinmez, bunları geçmişte edinilmiş deneyimlerden de yararlanarak değerlendirir ve kendine göre bir anlam yaratır. Dolayısıyla okuyucunun bu özelliği kazanmasıyla birlikte, okuma yalnızca bilgiyi alıp kaydetmek için değil değil, aynı zamanda onu yapılandırmada da bir araç olarak kullanılmış olur. Okuma becerisinin gelişmesinde merak önemli bir etkendir. Bu nedenle çocuğun okumayı öğrenmesinden başlayarak merak duygusunun uyanık olmasını sağlayacak ortamlar yaratmak gerekir.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTABI NE KADAR ANLADIK? ” etkinliği ve Etkinlik: Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAP TANITIM” etkinliği;
Problem : Bilgi okuryazarlığı eksikliği
Hedef : Bilgi okuryazarlığı “bir konu veya sorunu ele almak amacıyla bilgiyi belirleme, bulma, değerlendirme, düzenleme ve etkin bir biçimde yaratma, kullanma ve iletme yeteneği” olarak tanımlanabilir. Bilgi okuryazarı bir insan (a) bilgiye ihtiyaç duyduğunu farkeder ve (b) bilgileri tanımlama, bulma, değerlendirme, düzenleme ve sorunların çözümü için etkin bir biçimde kullanma yeteneğine sahiptir. İletişim, eleştirel düşünce ve sorun çözme yetenekleri de bilgi okuryazarlığı açısından büyük önem taşır.
Bilgi okuryazarlığı, temel insan hakkı olarak giderek önem kazandığı düşünülen “ömür boyu eğitim” sürecinin önemli bir parçası olarak, bu sürecin temelini oluşturuyor: “Ömür boyu eğitim, değişen bir dünyada tutunabilmek için hayati önem taşımaktadır. L>C formülüne göre, L eğitilme/öğrenme oranını ve C değişim oranınını temsil ederken, eğitilmeyen/öğrenmeyen bireyler dışlanacak, avantajlarını kaybedecek ve sistemden soğumuş olacaklardır.”
Okuryazarlığa 4. Boyut: “Okuma, yazma ve matematik halen okuryazarlığın gerektirdiği temel yeteneklerdir, ancak bilgi-iletişim teknolojileri ve İnternet yoluyla edinilen bilgilerin avantajlarından yararlanabilmek için günümüzde ek yeteneklere de ihtiyaç duyulmaktadır.”Belki de dünya artık 4. yetenek için hazırdır: Okuma, yazma, matematik ve araştırma!
UNESCO bilgi okuryazarlığının öneminden kapasite geliştirme anlamında söz ediyor: “Gelişen bilgi toplumunu anlamak, ondan azami derecede yararlanmak ve aktif bir biçimde katılmak için gerekli yetenekleri edinme fırsatı herkese verilmelidir”.
Bilgi okuryazarlığının önemini vurgulamak için, 26 Aralık 2004 günü Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerini perişan eden tsunami’de ortaya çıkan trajik olaylara göz atmamız yeterlidir. Can kaybı onbinlere ulaşmasına rağmen, bir çocuğun bilgi okuryazarlığı sayesinde binlerce hayat da kurtarılmış oldu: “Tayland’ın Puket kentine tatil amaçlı gelen on yaşında bir kız çocuğu tsunami olduğunda 100 kişinin canını kurtardı. …. İngiltere’nin Oxshott kentinden Tilly Smith, Tayland’a gelmeden iki hafta önce coğrafya dersinde yaptığı tsunami araştırması sayesinde, tsunaminin gelmekte olduğuna dair erken ikaz işaretlerini görmüş ve harekete geçmiş. Öğrenmiş olduğu bilgileri kullanma ve uygulama yeteneği sonucunda plaj boşaltılmış ve can kaybı önlenmiş oldu.” Tilly Smith’in Aralık 2004’te kanıtladığı gibi – gerek doğal afetler, gerekse insan eliyle çevreye verilen zarar, veya AIDS, SARS ya da Kuş Gribi gibi sağlık sorunlarından kaynaklanan konularda, bilgi okuryazarlığı aynı zamanda gelecekte hayatta kalabilmemiz için de bir ön şart olabilir.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAPTAN BİR SAHNE” etkinliği ve Etkinlik: Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan -“Okuryazar Projesi Sunuş” etkinliği;
Problem: Etkileşime girmeme, yaşantı geçirmeme problemi.
Hedef : Rol yapma öğrencileri güdüler, kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlar. Ayrıca yaratıcı drama çocuklara etkileşime girme, yaşantı geçirme, gerçeği ortaya çıkarıncaya kadar yaratma olanağı tanır.
Dramatizasyon türlerinden hangisi olursa olsun temel amaç eğlendirerek öğretmektir. Bu etkinliklerin öğretici, yaratıcı ve eğlendirici önemli rolü vardır. Rol oynama, çocuğun kişiliğini anlatması ve bulması bakımından eğitsel bir değer taşır.
Faydaları:
■ Öğrencilerin anlama yeteneğini ve yaratıcılığını artırır.
■ Kısmen tartışılmış konuların yeni bir yaklaşımla incelenmesine olanak verdiğinden öğrenme hızlanır, akıcı konuşmayı geliştirir.
■ Öğrencilerin kendisine olan güvenini artırır.
■ Öğrenciler duygularını ve tutumlarını açıklama olanağına sahip olurlar.
■ İlgi uyandırır, güdüleyicidir, unutmayı azaltır.
■ Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.
■ Öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirir.
■ Çocukların sıkılganlığını gidererek, arkadaşları ve topluluk karşısında serbest konuşma ve hareket etme alışkanlığı ve cesareti kazandırır.
■ Sanat duygularını, sözle anlatım becerilerin geliştirir.
■ Çocukları yaratıcılığa, eserler yazmaya ve yazılmış eserleri temsil etmeye hazırlar.
• Maltepe Anadolu Lisesi “Okuryazar Projesi” kapsamında yapılan - “KİTAPTAN BİR RESİM” etkinliği
Problem: Estetik değerlerden uzaklaşmak ve kompozisyon oluşturamama problemi. Günümüzde görüntü kültürü ve görüntü yoluyla “bilgilendirme” yazının ve okumanın yerine geçiyor. Görsel araçlar her şeyi gözler önüne serdiği için beynin yazılanı ya da söyleneni canlandırmak, soyutu algılamak gibi bir çabaya girmesini gereksizleştiriyor. Beyin tembelleşiyor, beyin hücrelerindeki bu tembelleşme “beyin ölümüne” (beynin düşünme, analiz-sentez yapma işlevini yitirmesi) dek varıyor. Okumayan toplumlar, yalnızca yaşadıklarını öğrenebilirler. Deprem olmadan onu olmuş varsayamazlar, beyinlerinde canlandıramazlar; bu nedenle de önlem alamazlar. Okumayan toplumların olay olmadan onu beyinde canlandıramamalarıdır. Çünkü beyinde canlandırma bir soyutlamadır. Soyut düşünememe problemi.
Hedef : Resim sanatı ve resim zümresi ile işbirliği yapmak, Kompozisyon gerçek ya da gerçekdışı olay ve olguları anlatmaya, bir öyküyü betimlemeye, soyut görsel imgeler yaratmaya olanak sağlamak. Soyutu algılamak.